13 Kasım 2008 Perşembe

BU ARA HAYAT FAZLA CİDDİ

Bu aralar gerçekten hayatım çok ciddi ilerliyor. Hani şöyle dağıtmak ister ya insan bazen, şimdi tam o moda geçtim bende.. Saçmalamak istiyorum biraz, gülmek istiyorum, geyik yapmak istiyorum, şöyle içimden geldiği gibi bir şeyler yapmak istiyorum. Bağıra bağıra şarkı söylemek istiyorum mesela, aslında hiç söylememem gerekenleri iyi veya kötü söyleyivermek istiyorum. İstiyorum da, istiyorum anlayacağınız.. Hiç bir şeyi ciddiye almak istemiyorum özellikle, hayata gülüp geçmek istiyorum biraz..

Bu sabah cep telefonuma gelen bir SMS'i anlatayım durun size 10 dakika kadar güldüm çünkü bu mesajın ardından, aynen şöyle yazıyor :

"2008 Model Kiricili Eksavatorler ve Hino Damperli kamyon grubumuzla hizmetinizdeyiz.
...... Hafriyat Ltd. Şti."

Cevap veriyorum : "Ha ?".

"Eksavator" havalı bi laf aslında etkilenmedim desem yalan, ama sabah sabah aldığım ilk mesaj bu olunca harbiden epeyce güldüm. Yani acilen bir kamyona, kamyona da değil kamyon grubuna ihtiyacım olsa emin olun böyle bir bilgiyi bulamazdım, ama gelin görün ki bu nadir bilgi bu sabah ayağıma, pardon telefonuma geldi. "Pardon siz de kamyon grubu bulunur mu acaba, bu aralar bir grup kamyona ihtiyacım oldu da"

Hayır yani tüketimi yaygın olan mal ve hizmetlerle ilgili bir sürü spam mesaja alıştık da yani bir "hafriyat" firmasının bu çeşit bir reklama yönelmesi epeyce güldürdü beni. Yakında kapınıza damperli kamyon satan bir pazarlamacı gelirse şaşırmayın yani o yüzden anlatıyorum. Aslında bunlar kamyon satmıyor da inşaat nakliyesi yapıyorlar sanırım ama yine de çok komik bir şey bu ya. Türkiyede reklam anlayışı da zıvanadan çıkmış anlaşılan. Hayırlısı olsun..

Ben liseye giderken acayip kafa arkadaşlarım vardı. Yağmur yağdığı zaman ayakkabılarımızı çıkartır sokaklarda bağıra bağıra şarkı söyleyerek akan yağmur sularının içlerinden yürürdük sulara vura vura.. Çok akıllıca gözükmüyor evet şimdi yılların bu tarafından bakınca, ama o kadar eğlenirdik ki, saçlarımızdan akan sular gözlerimizin içinde kollarımızı iki yana açar koşardık deli gibi. Deli olmak bazen hakikaten rahatlatıcı bir şey. Her zaman aklı başında olmak da yoruyor insanı bazen. Hani içinizdeki çocuğu kaybetmeyin diyorlar ya bu yüzden. Çok doğru, benim içimdeki çılgın çocuk da yine kafasını uzatıyor gerilerden. Canı sıkıldı anlaşılan..

Bulacağız bir eğlence ona, yapacak bir şey yok öyle değil mi?

Kalın sağlıcakla

Fasulye


Hiç yorum yok: