14 Kasım 2008 Cuma

SUSMAK ZAMANI ŞİMDİ

Herkesin bir yumuşak karnı vardır. Oraya dokunduğunuz anda kontrol birden kaybolur ve bundan sonrasında durdurak bilmeyen bir savunma mekanizması devreye girer. Savunulan her ne olursa, olsun o noktadan sonra objektiflik tamamen kaybolmuş, bakış açısı sıfır dereceye yakın hale gelmiştir.


Bazen bir şeyleri ya da kendimizi korumak için yaparız bunu, bazen haksızlığa uğramışlık hissiyle, bazense elden giden bir şeyler olduğu için. Sebebi ne olursa olsun "kolay yem" olma noktasıdır bulunduğumuz yer o andan sonra. Öfkenin ve hırsın ele geçirdiği benliğimiz, "savaşta her yol mübahtır"a varıncaya kadar atılır ileri doğru. Sakin ve bilir kişi ya da olaylarda ki üçüncü kişi pozisyonunda olduğumuz o soğukkanlı ve mantıklı hallerimizin yerine geçen bu diğeri daima kaybetmemize neden olur oysa.




Bir çok felsefi öğreti önce dinlemeyi ve az konuşmayı öğütler oysa, ve bu bir erdemdir aynı zamanda. Dinlemeyi bilmek anlamayı da beraberinde getirdiği gibi, sükut ikrardan da gelir aynı zamanda . Bir başka açıdan bakarak "Dinlemek, gösterebileceğimiz nezaketlerin en yükseğidir." demiş 1888-1955 yılları arasında yaşamış, Amerikalı yazar Dale Carneige. Ama söylemek istediğim bunların hiç biri değil aslında.


Dinlemek, verilecek cevaplar için vakit kazanmayı da sağlar aynı zamanda. Bazense dinlemekten öte susmak gerekir. Ne anlamak, ne anlatmak ne zaman kazanmak, ne de nezaket göstermek için değil. Sadece dejenerasyona son vermek için susmak ve sadece dinlemek gerekir. Karşı taraf yorulana kadar susmak belki. Ama sinik, korkmuş, geri çekilmiş bir susmak değil, bilinçli ve bazı değerleri koruma amaçlı susmak gerekir bazen. Hatta bazen en iyisidir.


Genellikle bir ilişkide ya da iki kişi arasında geçenleri kastetmiyorum belki anladınız siz de demek istediklerimi. Ülkemde sakıza dönen her konuyu kastediyorum. Belki hepimizin bir süre susup kendini ve çevresini dinlemesi gerekiyor. Her susmaya karar verişimizde yeni darbelere maruz kalsak bile, belki bir süre zincirden boşanmışcasına içlerinde sakladıklarını dışa vuranlara karşı susmak gerekiyor.

Susmakdan kastım hiç bir şey yapmamak olduğunu sanmayın sakın, susmakdan kastım yeni polemiklere, gereksiz tartışmalara, saygınlığını kaybetmesine izin vermek istemediğiniz konulara karşı susmayı kastediyorum. Söyleyecekleri bitsin, dökülsünler biraz daha, her ne zaman ki karşılıklı konuşacak kadar sakinleşeceğiz, o zamana kadar susmak gerek. Susup oturmak değil ama, cevap vermek istediğimiz konularda dersimizi çalışmalıyız bu arada. Yaşananlara bir göz gezdirip nedenlerini nasıllarını düşünmeliyiz bu arada. Bir daha bu noktalara gelmemek için neler yapabileceğimizi düşünmeliyiz. Kaybolan değerlerimizi nasıl geri kazanabileceğimizin hazırlığını yapmalıyız. Çünkü şimdilerde konuşmak zaman kaybı ve kasoa katkı sağlamaktan başka bir işe yaramıyor.

Bana sorarsanız biraz susmalıyız. Hepimiz..

Konuşmak yerine biraz düşünmeliyiz.. Konuşacak zaman geldiğinde tartışmasız kesin şeyler ortaya koyabilmek, boşa savurmamak için kelimeleri biraz daha alt yapı kazanmalıyız.

Biz sussak da, başkaları suzmassa eğer en azından o zamana kadar daha bilinçli ve güçlü olmak için biraz daha susmak gerekiyor bana kalırsa.

Fasulye




"Bir ülkede adaletin varlığı kişinin kendini özgürce ifade etmesinden anlaşılır. Bir ülkede adaletsizliğin varlığı ise kişilerin başına buyruk davranışından anlaşılır. İyi insanlar sorunları önlenmek için çaba sarf ederler.- Konfüçyus"

2 yorum:

Adsız dedi ki...

aradiğim şeyi bulamadım

Fasulye dedi ki...

ne aramıştın ki ? :)