17 Mart 2009 Salı

GİZEMLİ MISIR GÜNCESİ (9)

Evet nihayet gemi yolculuğumuz başlamak üzere.. Biraz sonra öğlen yemeğimizi yiyeceğiz ve geminin kalkış anını kaçırmak için hepimiz güverte de olacağız.. Yarın öğlene kadar hayat kaynağı muhteşem Nil üzerinde yol alıyor olacağız.. Hemen restoran katına inip hızla yemeğimizi bitiriyoruz ve güverteye doluşuyoruz. Herkes kendine şezlonglarda ve sandalyelerde bir yer ediniyor.. Motor sesini duymaya hazırız artık.. Heyecanımızın sebebi bir gemide olmak değil elbette sadece, Nil üzerinde büyülü bir yolculuk yapacak olamamız..

Sonunda motorun sesi duyuluyor ve gemi yavaşça sağa doğru hareket ederek diğer gemilerden ve limandan uzaklaşmaya başlıyor. Öğlen güneşi içimizi ısıtırken bu aynı zamanda hepimiz için bir dinlenme fırsatı.. Tur boyunca en sakin saatlerimizi geçireceğiz.. Ya da biz öyle hayal ediyoruz..

Bir süre yol aldıktan sonra varacağımız yer Esna. Esna'da diğer yerlerden farklı olarak bir tapınak ya da tarihi kalıntı yerine Nil'in havuz basamaklarından birini göreceğiz. Dünyanın en uzun nehri olan Nil üzerinde belirli bölgelerde gemileri yükselten ve alçaltan havuz basamakları yapılmış. Aslına bakarsanız Esna'nın yegane özelliği bu basamak havuzlarından birine sahip olması değil. Orada da bir tapınak yer alıyor, ama ne yazık ki Esna Tapınağı tur programımıza dahil değil. Sanıyorum bu tur boyunca Mısır'da gördüğümüz ve göreceğimiz yerler sadece en popüler olanları, onların dışında Mısır'da görülecek daha bir çok yer var.

Esna'ya varmadan önce Nil üzerindeki seyyar satıcılarla tanışma şansımız oluyor. Bir anda nereden çıktığını anlayamadığımız ve Mısır Yerel Kıyafetleri satan bir çok satıcı kayıklarla ortaya çıkıyor ve geminin yanına yaklaşıyor. O sırada hepimiz güverte de olduğumuzdan, ancak yukarıdan seyredebiliyoruz manzarayı. Zaten geminin güverte katından başka da bu satıcılarla iletişim kurulacak açılan bir pencere ve benzeri yok. Yani bir şey alacaksanız yukarıdan bağırarak bu işinizi halletmeye çalışacaksınız. Peki bu kadar yukarıdayken bu alışveriş nasıl olacak demeyin.. Kayıkçılar şaşkın bakışlarımız arasında kayığın ipini gemiye atıp bağlıyorlar önce kendilerini, böylece kürek çekmeye gerek kalmıyor ve gemi onlarıda beraberinde çekmeye başlıyor.. Sonra kayıkda ayağa kalkıp içeri doldurdukları elbiseleri sırayla güverteye doğru fırlatmaya başlıyorlar.

Elbiseler naylon torbalarda olmasına rağmen her an suya düşebilirler diye hepimiz panik halinde fırlatılan elbiseleri yakalamaya çalışıyoruz güverteden sarkarak. Oysa onlar bizden çok daha tecrübeliler, neredeyse hiç birini suya düşürmeden güverteye denk getirmeyi başarıyorlar ve bağırıyorlar "Ne kadar vereceksin...". Bu gece gemide Mısır yerel kıyafetleri giyeceğimiz bir eğlence var ve hepimizi birer kıyafet edinmek istiyoruz aslında, ama geminin içinde yer alan küçük çarşıda daha ucuza sanki diye düşünüyoruz bu kıyafetler. O nedenle aslında hiç birimiz alıcı değiliz.. Ama elimizde torbalar, aşağı doğru sarkarak adamlara laf yetiştiriyoruz. Biraz sonra Esna Asansör Havuzuna gireceğiz ve kayıklar gemiden ayrılacak.. Peki ama biz bu elimizdeki torbaları adamlara geri nasıl atacağız? Onlar kadar attığını vuran da değiliz üstelik. Adamlar biz alalım diye aşağıdan bağırıp durmaya devam ederken, biz torbaları onlarca kayıktan birine denk getirerek iade etme telaşındayız. Hepimiz bağırıyoruz.. Aslında çok çılgın bir görüntümüz var. Doğal olarak bir kısım elbiseyi suya atıyoruz, ama onlar büyük bir ustalıkla düşürdüklerimizi hemen topluyorlar. Ama hangi elbise hangi kayıkdan gönderilmiştiyi biz bile bilmiyorken acaba onlar bu geri atılan elbiseleri sonra aralarında nasıl paylaşıyorlar bilmiyorum. Ayrıca biz bu elbiseleri geri atmadan da Esna Havuz Asansörüne geçebiliriz o zaman ne yapıyorlar? Sanırım turistlerin güvenilirliğine inanmak zorundalar ya da bu riski göze alıyorlar. Ama Mısır'da yaşanması gereken en eğlenceli dakikaları geçiriyoruz biz sayelerinde.

Esna (Arapça: إسنا, Eski Mısırca: Iunyt ya da Ta-senet, Eski Yunanca: Latopolis), güney Mısır'da Nil ırmağı kıyısında bir kenttir. Nil'in batı kıyısında Luksor ve Edfu kentleri arasında yer almaktadır. Luksor'un 55 km kadar güneyindedir. Mısır'ın Kena ilinin önemli şehirlerinden biridir. Nüfusu yaklaşık 69,000 kadardır. Esna kentinin önemi Eski Mısır tanrısı Khnum'a adanan dünyaca ünlü Esna tapınağını bünyesinde barındırmasıdır.


Burada gemimiz her seferinde ikişer adet geminin alındığı küçük bir kanaldan geçmek için sıraya girecek. Nil üzerinde bulunan küçük çağlayanlardan biri varmış sanırım burda ve gemilerin yollarına devam edebilmeleri için asansör olarak tabir edilen havuzlar oluşturmuşlar. Gemi gideceği yöne göre bu havuza giriyor ya içine su doldurularak gemi yükseltilliyor, ya da içerideki su boşaltılarak gemi alçaltılıyor ve yoluna devam ediyor. Aslında geminin içindeyken bu alçalma ve yükselmeyi çok net olarak farkedemiyorsunuz. Ama yanınızdaki ters yöne hizmet veren kanala bakıp izlediğinizde gemilerin alçalıp yükselmeleri daha net görülebiliyor. Gemilerin kanala girişi kapıların kapanması ve suların yükseltilmesi veya alçaltılması işlemi yaklaşık olarak kırk dakika kadar sürüyor. Sonra hiç bir şey olamış gibi kapılar açılıyor ve gemiler yollarına devam ediyor.

Sakin olacağını düşüneceğimiz bir kaç saat de heyecan içerisinde tükeniyor böylece ve yavaş yavaş gün batmaya başlıyor.. Manzara muhteşem, hepimiz öylesine yorgunuz ki, ama bu gün batımını kaçırmak istemiyoruz.. Elimizde fotoğraf makinaları Nil'i ve manzarayı kaçırmadan kare kare yakalama telaşındayız artık.. Nil gerçekten çok sakin akan bir nehir, muhtemelen mevsim itibariyle aslında. Ama onun sakin ve huzurlu akışı bizi de huzurla dolduruyor. Güneşin yavaş yavaş uzaklaşmasıyla hava da serinlemeye başladı. Artık güverte de kalmak için daha sıkı şeyler giymemiz gerek. Zaten akşam yapılacak eğlenceye de hazırlanmamız gerek. O nedenle biraz dinlenmek ve ardından hazırlanmak üzere kamaralarımıza doğru ilerliyoruz. Gerçekten çok farklı bir gün oldu hepimiz için.. Akşam saatlerinde Edfu'ya varmış olacağız sanırım. Edfu daki tapınağı ancak ertesi gün sabah ziyaret edebileceğiz.

Akşam yemeğinin ardından güvertenin hemen alt katındaki eğlence salonuna doluşuyoruz. Bizim grup haricindeki diğer turist grupları ful kostümlüler ve bizden önce gelip fotoğraf çektirmeye başlamışlar bile. Bizde nedense kadınlar kostüm giyme konusunda daha hevesliyken, Türk erkeklerinin tamamı rehberimiz hariç günlük giysileri ile eğlenceye katılmayı uygun görmüşler.. Ne de olsa entari giymek Türk erkeğini bozar..

Gece gruplar halinde düzenlenen yarışmalarla başlıyor ve her grup kendi yarışmacısını desteklemek için bayağı çaba sarfediyor. Bir kısmı klasik otel animasyonu yarışmalarını çağrıştırsa da, Mısıra özgü bir yarışma ile heyecan doruğa çıkıyor. Sahneden yer alan yarışmacı grupları ikişerli olarak bekliyorlar ve kendilerine iki top tuvalet kağıdı veriliyor. Amaç diğerlerinden önce bu tuvalet kağıtları ile diğer arkadaşı mumyalamak.. Ama ne yazık ki tuvalet kağıtları mumya bezleri kadar sağlam değiller ve sürekli kopuyorlar.. Yapılan yarışmaların ufak tefek ödülleri de var, örneğin yarım saat bedava internet bağlantısı, yarım saat bedava bilardo, şarap ve benzeri şeyler.. Tüm yorgunluğumuza rağmen geceyi sahnede dans ederek bitiriyor ve ertesi sabah turumuza kaldığımız yerden devam edebilmek üzere kamaralarımıza çekiliyoruz..

Yarın hep beraber Edfu Tapınağını dolaşacağız..

Fasulye

Hiç yorum yok: